|
Edison
Cennete Girecek mi?
Bazı ilericiler,
çağdaşlar, uygarlıkçılar tutturmuşlar,
“Edison ampulü icat etti, daha nice icada imza attı, insanlığa faydası
çoktur,
böyle bir adamı Müslüman olmadığı için cennete sokmamak olur mu” gibi
laflar
ediyorlar.
Bilsinler ki:
Edison’un
varlık problemi, Tanrı, din
konusundaki inanç ve görüşleri sadece İslâm’a değil, bütün dinlere
aykırıdır.
O, İslâm dinine göre de, Yahudiliğe göre de, Nasranîliğe göre de
Cennete
giremez.
Ampulü ve fonografı
icat etmiş. Bunlar Cennete girebilmesi
için yeterli değildir. Cennete iman ile girilir. Allah’a iman edecek,
BÜTÜN
Peygamberlere iman edecek, BÜTÜN ilahî kitaplara iman edecek. Bir kişi
imanın
temellerinden bir maddeyi kabul etmese yine cennete giremez. Din
kitapları
böyle söylüyor.
Şu mantıksızlığa
bakınız:
Gayr-i müslimler Son
Peygamber
Hz. Muhammed’i yalanlıyor, “Sen Peygamber değilsin, yalancısın” diyor.
Kur’ân’ı
inkâr ediyor, Allah kelamı değildir, kul sözüdür diyor. İslâm dininin
hak din
olduğunu kabul etmiyor... Sonra da Müslümanlar, bunların Cennete
giremeyeceklerini söyleyince dinsizler çok kızıyor, ateş püskürtüyor...
Gayr-i müslimler
Müslümanları Cennete koyuyor mu?
Koymuyorlar. Cennet kimsenin babasının mülkü değildir, Allah’ın
mülküdür ve
oraya dilediğini koyar.Cennete kimler girecektir? Kur’ân, Sünnet ve
onları
yorumlayan büyük din alimleri ve uluları bunu bildiriyor. Cennete
iman
edenler girer. Allah’a, Peygamber’e, Kitabullah’a, hak dine iman
edenler...
Öncelikle
bir Müslüman
olarak şu ayet-i kerimeleri iyi,
ama çok iyi bilmemiz gerekmektedir:
“Şüphesiz, ALLAH
katında din, İslâm’dır. Kitap
verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki aşırılık
yüzünden,
ihtirastan dolayı ayrılığa düştüler. Kim ALLAH’ın ayetlerini inkâr
ederse,
şüphesiz ALLAH, hesabı çok çabuk görendir.”
(Âl-i İmran: 19)
“…Bugün sizin dininizi
kemale erdirdim. (Dinin hükümlerini
ikmal ettim.) Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak
İslâm’ı (verip
ondan) razı oldum, hoşnut oldum.
(Maide Sûresi: 3)
“Kim
İslâm’dan başka
bir din ararsa, bu ondan asla kabul
edilmeyecektir. Ve o kimse, ahirette de hüsrana, en büyük zarara
uğrayanlardan
olacaktır.”
(Âl-i İmran Suresi: 85)
Bazı kimseler “Cennet,
Müslümanların tekelinde değil”
diyorlar ki çok yanlıştır. Çünkü cennetin sahibi olan ALLAH Teâlâ:
“Cennete
girebilmek için mü’min olmak, yani ALLAH ve Resûlüne iman etmek
gerekir.”
buyuruyor. Bir yere kimin girip giremeyeceğine sadece o yerin sahibi
karar
verebilir. Başkası veremez.
Kimin cennete, kimin de
cehenneme gideceğini Allah Teâlâ
Kur’an-ı Kerim’de beyan etmiştir. Hiçbir kimsenin Allah’ın rahmetini
daraltmaya
hakkı olmadığı gibi, mü’mine de kâfire de vermeğe hakkı yoktur.
Şu bir gerçek ki: Cennet kimsenin babasının mülkü
değildir, Allah’ın mülküdür ve oraya dilediğini koyar.
Kimin cennete, kimin de
cehenneme gideceğini Allah Teâlâ
Kur’an-ı Kerim’de beyan etmiştir. Cennete kimler girecektir? Kur’ân ve
Sünnet
bunu bildiriyor:
Cennete iman edenler
girer. Allah’a, Peygamber’e,
Kitabullah’a, hak dine iman edenler...
Cenab-ı Hak şöyle
buyuruyor:
“Ey
Muhammed! Sen onlar
için ister istiğfar et, af dile;
ister istiğfar etme, af dileme! Bir şey değişmez, her ikisi de eşittir.
Onlar
için yetmiş kez istiğfar etsen de, af dilesen de, yani ne kadar çok
istiğfar
edersen et, ne kadar çok af dilersen dile, yine de ALLAH onları
kesinlikle
affetmeyecektir, bağışlamayacaktır. Bu, onların ALLAH ve Resûlünü inkâr
etmelerinden ötürüdür. ALLAH fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.”
(Tevbe
sûresi:80)
Âyet-i kerimeden açıkça
anlaşılan husus: ALLAH ve Resûlünü
inkâr eden kimselerin affedilme şanslarını tamamen yitirmiş
olduklarıdır.
O
(gayrımüslim)lerden
ölen hiçbir kimseye asla dua etme,
cenaze namazını kılma! (defin veya ziyaret için) kabrinin başında da
durma!
Çünkü onlar ALLAH’ı ve Resûlünü inkâr ile kâfir oldular ve onlar fasık
(adam)
lar olarak öldüler.
(Tevbe sûresi:84)
Kaynak:
1)Teolojik Bahisler: Sabataycılar Cennete Girecek mi?, Mehmet
Şevket
Eygi, Milli Gazete, 08.03.2007
2) Cennete girebilmek için Mü’min olmak,
yani Allah ve Resûlüne
iman etmek gerekir, Mehmet Talü, Milli Gazete, 10.03.2007
|
|