Imanımızın beşinci şartı
da öldükten sonra dirilmeye inanmaktır.
Allah önce insanları yoktan varetmiş,
sonra onlara hayat verip yaşatmış ve bir gün de öldürmüştür.
Bütün canlılar öleceklerdir. Fakat iş ölümle bitmeyecek, bir
ikinci ve ebedi hayat, ahiret hayatı başlayacaktır. Buna "vel
ba'su badel mevt" yani öldükten sonra dirilmek denir. Ahiret hayatında
herkes önce hesaba şekilecek, dünyada iken iyi ve hayırlı işler
yapıp tertemiz yaşayanlar Cennete, kötü ve çirkin işler yapıp
Allah'ı inkar edenler Cehenneme gireceklerdir. Öldükten sonra dirilmeye
inanmayan insan müslaman değildir.
Biz ahirete bütün gönlümüzle iman ediyor ve
öbür dünya için çalışıyoruz. Bu dünya gelip geçici ama
ahiret hayatı ebedidir.
AHİRETE İMANIN FAYDALARI
Ahirete imanın sayılamayacak kadar
çok faydaları vardır. Öldükten sonra dirileceğine ve yaptıklarından
hesaba çekileceğine inanan bir insanın kötülük yapması, başkalarının
hakkına ve hukukuna tecavüz etmesi mümkün değildir. Bu iman bizi
ebedi hayat olan ahirete hazırlar. Allah'dan korkuyu, cehennem azabını
ve cennetin nimetlerini hatırlatır.
Ahirete imanla, dünyada çektiğimiz ve çekeceğimiz
her türlü sıkıntıya karşı kendimizi kuvvetli hisseder,
uğradığımız haksızlıklar sebebiyle sonu
gelmez üzüntülere düşmez ve ahirette hakkımızı mutlaka
alacağımıza inanırız. Ahirete inanmayan bir kimse ise böyle
bir teselli bulamayacağı için dünyasını da harab eder.
KABİR HAYATI
İnsanların öldükten sonra, tekrar
diriltilecekleri güne kadar yaşadıkları hayata kabir hayatı
adı verilir. Bu hayatın hak ve gerçek olduğuna, bu süre içinde
karşılaşacağımız bütün durumlara inanır ve
iman ederiz. Kabir azabının varlığını tasdik
ederiz. Orada Münker ve Nekir isimli sorgu meleklerinin bizi hesaba çekeceğine
inanırız. Bu melekler bize "Rabbin kim, Peygamberin kim, dinin
ne, kıblen neresi?" gibi çeşitli sorular sorarlar. Bu soruları
doğru cevaplandıranlar için kabir cennet bahçelerinden bir bahçe
haline gelecek, cevaplandıramayanlar için de cehennem çukurları
haline dönüşecektir.
Sevgili Peygamberimiz kabir hayatı ile
ilgili bilgiler vermiş, bir defasında idrardan sakınmamanın
kabir azabına sebep olacağı açıklanmıştır.
Öldüğünde, herhangi bir sebeple mezara gömülmeyenler için de kabir
hayatı ve meleklerin soruları vardır. Bu sorular buluğ çağına
erişmemiş çocuklara ve delilere ve bütün İslami meseleleri ümmetlerine
öğretmiş olan Peygamberlere sorulmayacaktır.
Kabir hayatında karşılaşacağımız
olayların nasıl meydana gelecegini şüphesizki en iyi Allah bilir.
Biz sadece Resulullah'ın bildirdikleri kadarını bilir ve kabir
hayatının hak olduğunu kabul ederiz.
"Ölü, idrak edemez. Dolayısıyla
azap mümkün değildir" sözü çok yanlış, hatta küfürdür.
Zira, cansız kabul edilen maddelere, bu azabı hissederek bir canlılık
vermesi Allah'ın kudreti yanında, hiç mesabesinde bir iştir.
KIYAMET
Dünya hayatının sona ermesi demek
olan kıyamet İsrafil aleyhisselamın Suruna üfürmesiyle başlayacak,
o zaman bütün canlılar öldürülecek ve ahiret hayatı dediğimiz
ebedi hayat başlayacaktır. Ahirete iman, İslam itikadının
esaslarındandır.
Kıyametin büyük ve küçük alametleri
vardır. Bunlar hakkında bize bildirilen bütün bilgilere tereddütsüz
iman ederiz. Onların her biri vakti gelince ortaya çıkarılacaktır.
Kıyametin küçük alametleri çoktur. Saygısızlığın
yaygımlaşması, hak ve hukukun kaybedilmesi, günahların çoğalması,
ailevi münasebetlerin yıkılması gibi bir çok şey kıyametin
alametlerinden sayılır.
KIYAMETİN BÜYÜK
ALAMETLERİ
1- Bir Dumanın
çıkması (Kıyamet kopmadan kısa bir süre önce bütün dünyayı
bir duman kaplayacak, bu sebeple müminler nezleye tutulmuş gibi, kafirler
ise sarhoş gibi olacaklardır.)
2- Dab'betül Arz ın çıkması (Dab'betül Arz; yerden çıkıp, insanlarla konuşan, onlara Allah'ın ayetlerine inanmadığını söyleyen bir hayvandır. (Bunun çıkışı kıyametin büyük alametlerindendir.)
3- Deccal ın çıkması (Deccal adında bir şahis çıkıp Tanrılık davasında bulunacaktır. Peygamberimiz: "Adem (A.S.)'m yaratıldığı zamandan itibaren, kıyamete kadar Deccal'ın şerrinden daha büyük bir fitne olmamıştır." buyurmuştur.) (Müslim)
4- Ye'cüc ile Me'cücün çıkması (Ye'cüc ve Mecüc isimli iki kabile türeyip insanları doğru yoldan saptırmaya çalışacaktır.)
5- Güneşin Batı Taraftan Doğması (Kıyamet kopmadan önce, kısa bir süre için güneş batı tarafından doğacaktır.)
6- Hz. İsa'nın Gökten İnmesi (Kıyamet kopmadan önce Hz.İsa yeryüzüne inecek ve Peygamberimizin şeriatı ile amel edip, insanları doğru yola çağıracaktır.)
AHİRET HAYATIYLA İLGİLİ
DİĞER KONULAR
a) Mizan
İnsanlar dünya hayatında iyi veya kötü
işler yaparlar. Bütün bu ameller kıyamet gününde mizan adı
verilen bir terazide tartılacak, herkese yaptıkları gösterilecektir.
Mizan, ilahi bir terazidir. Hiç kimseye, hiç bir şekilde haksızlık
yapılmaz. Bu tartıda yanlış bir değerlendirme, eksik
veya fazla ölçme yoktur. Mizan ilahi adaleti gösterir.
b) Kevser
Havuzu
Ahiret Günü sevgili Peygamberimizin Haşr
Meydanında bir Havzı vardır ki buna Havz-ı Kevser denilir.
Kur'an-da (Habibim) biz sana hakikaten Kevseri verdik." buyurulmuştur.
Bu havuz diger peygamberlerinkinden büyük ve
muhteşemdir. Müminler ondan istifade eder, suyundan içerler. Resulullah:
"benim havzım bir açık yoldur. O'nun suyu, sütten daha beyazdır.
O'nun kokusu, miskten daha güzeldir. Bardakları, semanın yıldızları
gibidir. Ondan içen kimse artık ebediyyen susamaz." buyurmuştur.
(Buhari)
Havz-ı Kevserin başında
Peygamberimiz ve salih müminlerden bazı kimseler bulunurlar.
Peygamberimizin sünnetini terk eden, bid'at ve nifak çıkaran kişilerin
bu havz'dan su içmelerine melekler mani olurlar.
Havz-i Kevserin varlığına inanmak
müslümanlar için bir mecburiyettir.
c) Sırat
Köprüsü
Ahiret günü cehennem üzerine kurulacak olan köprüdür.
Buna inanmak imanın bir gereğidir. Sırat, haktır. Lügatta
"yol" manasına gelen sırat ahirette insanların elle
tutabilecekleri, gözleriyle görebilecekleri bir haldedir. Herkes oradan
amellerine göre hızlı veya yavaş geçecektir. Yüce Allah "Sizden
her biriniz oraya muhakkak uğrayacaksınız." buyurmuştur.
Peygamberimiz de:
"Müminler sıratı göz açıp
yumuncaya kadar (kısa bir zamanda) şimşek gibi, rüzgar gibi, ata
veya (diger) binitlere binmiş gibi geçerler." (Buhari) buyurmuştur.
Sırat Köprüsü'nün tam keyfiyeti bizce
malum degildir. Kafirler ve münafıklar onu geçmek isterlerken cehenneme
yuvarlanırlar.
Sırattan ilk olarak peygamberimiz Hz.
Muhammed, diger peygamberler ve öbür mü'minler geçerler. Bu yolun öbür
tarafında cennet vardır. Sıratı kolaylıkla geçmek için
dünyada iken iyi işler, salih ameller yapmak gerekmektedir.
d) Günahkar
müminlerin durumu
Bizim itikadımıza göre büyük günahları
işleyen bazı müslümanlar dinden çıkmış sayılmazlar.
Mesela adam öldüren, içki içen, yahut anne ve babasına isyan eden kimse
müslümanlıktan çıkmaz. Fakat bunların haram olduğunu
kabul etmeyip de "içki içmek helaldir, yahut içki içmekte ne var, ben içerim"
diyen insan bu tür bir inancından dolayı kafir olur.
İçki içmenin yahut adam öldürmenin büyük
bir günah olduğunu bildigi halde, onları helal kabul etmeden bu günahları
işleyen müslamanlar cehennemde bunun azabını görür, cezaları
bittikten sonra da oradan çıkartılarak cennete girdirilirler.
e) Allah'ın
affetmediği günah
Yüce Rabbimizin asla affetmediği bazı
günahlar vardır. Bunlardan birisi Allah'a eş koşmaktır.
Allah'a eş koşan, yahut O'na inanmayan bir insan ebedi olarak
cehennemde kalır. Kullarının işledigi diğer günahları
Allah dilerse affeder, bağışlar. İnsan işlediği günahından
sonra hemen tövbe eder ve bir daha o suçu işlemezse Allah onun tövbesini
kabul eder ve bundan çok memnun olur.