İmanın şartlarının dördüncüsü
Allah'ın Peygamberlerine inanmaktır. O'nlar insanları doğru
yola davet için Allah,ın seçtigi elçiler, yüce ve kutsal insanlardır.
Hiç kimse çalışıp çabalayarak peygamber olamaz. Bu ancak
Allah'ın seçmesi ile olur. Peygamberler en büyük insanlardır.
Onlara Nebi ve Resul denilir. Kur'ana Kerim'de 25 peygamberin ismi geçer.
Bunlardan başka sayısını ancak Allahın bildiği
nice peygamberler gelip geçmişlerdir. Ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem,
son peygamber ise bizim Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.)'dir. Biz bütün
peygamberlere inanır, iman eder ve aralarında peygamberlik bakımından
hiçbir fark gözetmeyiz. Ancak Allah katında en yüce peygamber Hz.
Muhammed'dir. Çünkü O kainatın efendisi ve şeref tacıdır.
Kendisinden sonra peygamber gelmeyecektir.
RESUL, NEBİ
Resul ve Nebi kelimeleri Peygamber manasınadır.
Ancak aralarında küçük bir fark vardır.
Resul, kendisine kitap veya sahifeler indirilmiş
Peygamberlerdir. Bunlar aynı zamanda Nebi ismini de alabilirler. Yeni bir
şeriatla, yeni hükümlerle gelirler.
Nebi, kendisine kitap veya herhangi bir sahife
indirilmeyen Peygamberlere denir. Bunlar Resul ismini almazlar. Hepsi de
kendilerinden önceki Resulün şeriatıyla amel ederler.
Demek ki her Resul nebi, ama her nebi Resul değildir.
Resul kelimesinin çoğulu Rusul, nebi
kelimesinin çoğulu da enbiya'dır.
PEYGAMBERLERİN SIFATLARI
Peygamberler bizim gibi insandırlar.
Bizim gibi yer, içer, uyur, evlenir ve çalışırlar. Ancak
insanlara kılavuz olarak seçildikleri için diğer insanlardan ayrı
bir takım sıfatları da vardır. Peygamberlerin hepsinde
bulunmasi vacip olan bu sıfatlar sırasıyla şunlardır:
1- Sıdk:
(Doğru olmak) Bu sıfat bütün Peygamberlerin doğru ve dürüst
kimseler olduğunu, hiç bir yerde ve zamanda asla yalan söylemediklerini gösterir.
Gerçekten onlar işlerinde, düşünce ve niyetlerinde de son derece dürüsttürler.
2- Emanet:
(Güvenilir olmak) Bütün Peygamberler güvenilir insanlardır. Emanete
asla hiyanet etmezler.
3- Fetanat:
(Zeki olmak) Peygamberler akıl yönüyle insanların en zekileridir.
Kendilerine bildirilen vahyi asla unutmazlar.
4- İsmet:
(Günah işlememek) Bütün Peygamberler günahsızdırlar. Hiç
birisi hiç bir günah işlememiştir. İnsanlık icabı
ufak tefek hataları (bu hatalara günah degil "zelle" ismi
verilir) Allah tarafından düzeltilir.
Tebliğ: (Açıklamak) Peygamberler
Allah'dan almış oldukları emirleri insanlara mutlaka ulaştırırlar.
Hiç bir şey gizlemez ve hiç bir şey ilave etmezler.
Mucize:Peygamberlere mahsus, ancak onların
gösterebilecekleri harukülade hallere mucize denilir. Ümmetlerinin istekleri
üzerine, Allah elçisi Peygamberlerin, Peygamberliklerini isbat için gösterdikleri
bu olağanüstü olaylar "hiç bir teknik, fenni veya başka sebebe
bağlı degildir." Allah'ın dilemesiyle istenileni her an gösterilebilir.
Allah, Peygamberlerini mucizelerle kuvvetlendirmiştir. Peygamberlerin
haricinde hiç kimse, ne kadar üstün insanlar olurlarsa olsunlar mucize gösteremezler.
Böyle bir iddiada bulunan insanlar kafir olurlar.
Mucize lügatta; "acez ve kudretsiz kılmak"
gibi manalara gelir.
Tabiat kanunlarına ters, fakat mümkün
olaylardır. İlahi hikmetler gereği meydana gelir. Bunlar
Peygamberlerin kendi icatları degil, Allah'ın yarattığı
fiillerdir. Zaten insan gücünün üstünde benzeri meydana getirilemiyecek
harikalardır.
Peygamberlerin pek çok mucize gösterdikleri
kesindir. Kur'an-ı Kerim'de bu olaganüstü olaylar son derece açık
ve kesin bir üslupla açıklanmıştır. Hz. Salih'in devesi,
Hz. Ibrahim'in ateşte yanmaması, Hz. Musa'nın Asası, Hz.
Isa'nın ölüleri diriltmesi ve nihayet Peygamberimizin parmağının
bir işaretiyle ayı ikiye bölmesi mucizelerden bazılarıdır.
Peygamberimizin en büyük mucizesi Kur'an-ı
Kerim olmakla beraber, O'ndan daha nice mucizeler meydana gelmiştir. Mesela
bir ihtiyaç anında parmaklarından sular fışkırmış,
ağaçlar yürüyüp gelerek kendisine selam vermiş, duası
bereketiyle kısır koyunların göğüsleri sütle dolmuş,
Miraç olayı meydana gelmiş, Peygamberimiz bir gece içinde Mekke'den
Kudüs'e gelerek, yüce Allah'ın katına çıkıp, O'nunla vasıtasız
görüşmüştür.
Mucizeyi inkar küfürdür. Her şeyi yoktan
var eden yüce Allah nice harikalar meydana getirmeye kadirdir.
KERAMET
Islam'da keramet; "Allah'ın dilediği
an ve mekanda veli kullarına bağışladığı
ilahi bir yardım ve mükafaat" manasına gelir. Lügatta ise;
"belli bir zaman ve yerde tabiat kanunlarının işlememesiyle
hasıl olan olağanüstü hal" demektir.
Keramet hak ve gerçektir. Onu inkar etmek Islam
akaidine göre insanı dinden çıkarır.
Keramet Allah'ın veli kulları tarafından
yine Allah'ın müsadesiyle gösterilir. Velinin gösterdiği bu
fevkalade hal bağlı olduğu Peygamberin mücizesi sayılır.
Allah, dilediği kullarına böyle büyük
nimetler verebilir. Bunun Kur'an-ı Kerim'de ve Hadis-i Şeriflerde
misalleri vardır. Mesela Hz. İsa'nın annesi İmran kızı
Meryemde kış günlerinde yaz, yaz günlerinde kış meyveleri
bulunuyordu. Hz. Zekeriyya ona bu meyveler nereden geliyor diye sorunca Hz.
Meryem; "Bu Allah'tandır, O'nun bana bir lütuf ve ihsanıdır"
diye cevap verirdi.
Yine Kur'an-ı Kerim'e göre Hz. Süleyman'ın
vezirlerinden birisi -Tefsirlerde ismi Asaf Ibni Berhiya olarak geçer- arada
kilometrelerce mesafe bulunmasına ragmen Yemen melikesi Belkıs'ın
tahtını, bir göz açıp kapama anı kadar kısa bir sürede
Hz. Süleyman'ın huzuruna getirmiştir.
Sahabelerden pek çok kimse böyle olağanüstü
olaylar göstermiş, Allah'ın kendilerine bağışladığı
nice ikramlara kavuşmuşlardır. Mesela Hz. Ömer Medine'de iken yüzlerce
kilometre ötede bulunan İslam ordusu komutanı Sariye'ye seslenmiş,
Hz. Sariye Nihavend'den Hz.Ömer'in sesini duymuştur.
Allah düşmanı bazı kimselerin gösterdikleri
olağanüstü haller asla keramet degildir. Bunlara "istidrac"
denilir ki yüce Allah onların azaplarını artırmak için,
bazan böyle imkanlar verebilir.
KUR'AN-I KERİMDE İSMİ GEÇEN PEYGAMBERLER
Peygamberlerin kesin sayılarını
ve isimlerini bilmiyoruz. Bir kısmını bize Peygamberimiz bildirmiş,
bir kısmını da Kur'an-ı Kerim açıklamıştır.
Kur'an-ı Kerimde ismi geçen Peygamberler şunlardır:
1-Hz. Adem, 2- Hz. İdris, 3- Hz. Nuh, 4-
Hz. Hud, 5- Hz. Salih, 6- Hz. Lut, 7- Hz. Ibrahim, 8- Hz. Ismail, 9- Hz. İshak,
10- Hz. Yakub, 11- Hz. Yusuf, 12-Hz. Şuayb, 13- Hz. Harun, 14- Hz. Musa,
15- Hz. Davud, 16- Hz.Süleyman, 17- Hz. Eyyub, 18- Hz. Zülkifl, 19- Hz. Yunus,
20- Hz. İlyas, 21- Hz. EI-Yesa, 22- Hz. Zekeriya, 23- Hz. Yahya, 24- Hz.
İsa, 25- Hz. Muhammed.
Bunlardan başka, Peygamber mi yoksa veli
mi olduğu hususu Islam alimlerince ihtilaflı olan Hz. Üzeyr, Hz.
Lokman ve Hz. Zülkarneyn'in de ismi Kur'an-ı Kerimde zikredilmiştir.
PEYGAMBERLERİN VAZİFELERİ
Peygamberler, ümmetlerine Allah'ın varlığını
ve birliğini duyurarak, onlara Allah'ın dini olan İslamı açıklamışlardır.
Onlar insanlara, din ve dünya işlerinden muhtaç oldukları her şeyi
bildirmişlerdir. Bu sadık ve güvenilir elçiler getirdikleri ilahi
emir ve yasaklarla insanın dünya ve ahiret saadetine kavuşmasını
sağlarlar. Ayrıca onlar bize Allah'a nasıl itaat ve ibadet edeceğimizi
de açıklamış, fazilet, dürüstlük, fedakarlık ve kardeşlik
ilkelerini bildirmişlerdir. İnsanların Peygamberlere olan ihtiyaçları
inkar edilemez. Eğer onlar olmasaydı bize kim yol gösterecek, karanlıklardan
bizi kim kurtaracaktı? Üstelik onlar mahşer gününde de bize yardım
edecek ve şefaatta bulunacaklardır.
SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
Hz. Muhammed (s.a.v.)insanlığa
gönderilmiş son ve en büyük Peygamberdir. Ondan sonra Peygamber
gelmeyecektir. Kendisine inzal edilen Kur'an-ı Kerim de ilahi kitapların
sonuncusudur.
Hz. Muhammed kendisinden önce gelen
Peygamberlerin en üstünüdür. Kur'an-ı Kerimde Hz. Peygamberin ümmeti
olan Muhammed ümmetinin de en üstün ümmet olduğu bildirilmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v) belli bir topluluğa
veya belli bir kavme değil bütün insanlara ve cinlere Peygamber olarak gönderilmiştir.
Islam dini onunla tamamlanmış ve bu din kıyamete kadar hükmü değişmeyecek
bir özellikle belli olmuştur. Resulullahın vefatından sonra
ortaya çıkan ve Peygamberlik iddia edenler yalancı ve müşrik
kimselerdir. Bunlardan en meşhuru "Yalancı Müseylime" adıyla
bilinen Müseylemetü'I-Kezzab, Hz. Ebubekir zamanında hak ettiği
cezaya uğratılarak, müslümanlar tarafından katledilmiştir.
Peygamberimiz 571 yılında Mekke'de doğdu.
Babasının ismi Abdullah, annesinin ismi Amine'dir. Kendisi Arapların
soylu kabilelerinden Kureyş'e bağlıdır. Şan ve şerefle
dolu 63 yıllık bir ömür sürdükten sonra 632 tarihinde Medine'de
vefat etti. Getirdiği hükümlerle insanlığın saadet ve
kurtuluşunu sağladı. Hayatı bütün müminler için örnek
bir hayattır. Yeryüzüne O'ndan daha üstün kimse gelmemiş, bundan
sonra da gelmeyecektir.