KİŞİ ARKADAŞININ DİNİ ÜZEREDİR
12- Ebu Hureyre radıyallahu
anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu söyledi:
- Kişi arkadaşının dini üzerinedir. Sizden
herbiriniz kiminle arkadaşlık yaptığına baksın.
İZAHI: Her şey kendi ortamında yetişir ve olgunlaşır. Onun için müslümanlar,
İslâm'ı yaşayabilecekleri ortamı oluşturmakla mükelleftirler. Aile, okul,
komşu, iş ve arkadaş çevresi çok mühimdir. İyi bir vasat ve çevre edinen
kişiler birçok kötülüklerden korundukları gibi birçok hayırlı hizmet yapma
imkanına da kavuşurlar. İnsan tabiatında, daha doğrusu bütün varlıklarda bir
uyum olayı vardır. Kişi ilk anda ürkek davrandığı, ısınamadığı bir çevreye
zamanla intibak eder ve hatta bazen o çevrenin en ileride elemanı hâline
gelebilir. Bu uyum hâdisesi hem müsbet ve hem de menfî yönden her zaman
gözlenebilen bir husustur. Mevzûmuz olan hadis-i şerifte bu hususa dikkat
çekilmektedir. Her fert, yaratılışında mevcut olan özelliklere, benzer
özellikler taşıyan insanlarla daha yakın ilişkiler içinde bulunur ve daha iyi
anlaşır. İnsan çoğu kez kendini tanıyamaz. Kendisinde var olan müspet ve menfî
yönleri bir otokritik yaparak değerlendiremez. Fakat diğer insanları daha net
gözleyebilir. Bu sebeble kendini tanımak isteyen kişi arkadaşına baksın. Onda
gördüğü müsbet ve menfî yönleri tespit etsin. Arkadaşında ahlâk, fazilet ve
iyiliklerden ne varsa, ona benzer şeyler, kendisinde de var demektir. Keza onda
mevcut olan kötü hasletler, kendisinde de mevcut demektir. Çünkü zıtlar uzun
müddet beraber olamazlar.Ya ayrılırlar veya biri diğerini hazmeder. Su ateşe
dökülünce ya ateş söner veya su buharlaşarak su olmaktan çıkar. Zıt olmayanlar
ise uyum içindedirler ve birbirine destek olurlar. Hadis-i şeriften anlaşılan
bir mânâ da şudur: Sakın kötü ahlâklı insanlarla dost ve arkadaş olma. Sende
iyi vasıflar olsa bile uyum kanunu gereğince zamanla iyi vasıfların körlenir ve
arkadaşının kötü huyları sana da sirayet eder ve ona benzersin. Ecdadımız bu
mânâda; «Üzüm üzüme baka baka kararır» demiştir. «Rasûlüm! Alabildiğine yemin
eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp-getiren, iyiliği
hep engelleyen, mütecaviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan
sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine mal ve oğulları
vardır diye sakın ilgi duyma» (Kalem: 10-14) Muhammed Bakır, oğlu Cafer-i
Sadık'a şu beş kişi ile arkadaşlık etmemesini öğütlemiştir: 1-Fasıkla: Tamah ettiği bir
lokmaya seni satar. 2-Cimri ile: Yoksul olduğun
zaman malım azalır korkusu ile seni terk eder. 3-Yalancı ile: Çöldeki serap
gibidir. Yakınında uzak, uzakta yakın gözükür. 4-Ahmakla: İyilik edeyim
derken kötülük eder. 5-Akrabası ile alakasını
kesen ile. Ehl-i hikmetten bir zat da
şöyle der: «Bayağı insanların
mahallesinde oturma. Ayak takımı ile düşüp kalkma. Havaî kişiler arasında
gezme. Edepsizlerle sohbet etme. Büyük insanların bulunduğu yere taşın. Onlarla
sohbet et. Aklı başında irfan sahipleri ile konuş. Çünkü büyükler arasında
olanlara düşman yaklaşamaz. İrfan sahipleri ile sohbette olana kötülük gelmez.» Dünyada iyi insan tükenmez.
Az da olsa her zaman vardır. Müslümana düşen onları arayıp bulmak ve onlarla
ünsiyet peydah etmektir. Hz. Ali kerremallahu vechehu «Hakkıyla kardeşlik
edeceğin adam, her zaman sana sahip ve yâr olabilen ve senin istifaden
için kendini zora sokan, zarûrete,
darlığa yahut sıkıntıya düştüğün zaman yardımına koşandır» buyurur. Utaridî hazretleri oğluna
yazdığı vasiyetnamede şöyle der: «Ey oğlum! Bir kimse ile dost ve arkadaş olmak
ister isen ona ettiğin hizmete mukabil, seni koruyacak ve onunla arkadaşlık
yaptığın zaman güzel huyu ile sana faide verecek, şeref ve itibar kazandıracak,
zaruret hâline düştüğünde de seni ihtiyaç ve sefaletten kurtarmaya gayret
edecek adam seçmelisin. Ey oğlum! Hakiki dost, senden
bir iyilik görürse onu açıklar. Bir fenalık görürse âlemin gözünden saklamaya
çalışır. İşte böyleleri ile arkadaş ol.» İmam Gazalî rahmetullahi
aleyh, bir dost ve arkadaşta olması gereken vasıfları şöyle sıralar: 1- Akıllı olmalı
2- İyi ahlâklı olmalı
3- Sâlih olmalı
4- Hâris, yani dünya mal ve
makam düşkünü olmamalı. 5- Doğru sözlü olmalıdır. |