FİTNELER

 

 

 

18- Ebu Hureyre radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etti.

- Karanlık gecenin (zifiri ) karanlıklarına benzeyen fitneler zuhur etmeden amellere şitab edin. (O fitneler zuhur ettiğinde) Kişi mü'min olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak yahut mü'min olarak akşamlayacak kâfir olarak sabahlayacak, dinini bir dünya metaı  mukabilinde satacaktır.

İZAH: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vukû bulacak bir çok fitneden ve onun tehlikelerinden (bir mucize olarak) zaman zaman ümmetini uyarmış ve o günler gelip çatmadan hayırlı hizmetler ve sâlih amellere teşvik etmiştir.

  Hz. Osman radıyallahu anhın şehadetinden zamanımıza kadar, Sebeiye, Gâliye, Gulatı Şia, Karamita, Nusayriye, Hâkimiye, İsmailiyye, Keysaniye, Gurabiye, Bahailik, Kadıyanilik, Cengizhan ve Hülagu fitnesi gibi birçok siyasî ve itikadî fitneler ve birçok yalancı peygamberler zuhur etmiş ve nice insanlar bu fitneler sebebi ile helak olup gitmişlerdir.

  Zamanımızda ise, tağutî düzenlerin benimsenerek ümmetin başsız kalması ve İslâm birliğinin yok olması ile başlayan fitne-ler, müslümanlar arasında ateist fikirlerin sosyalizm ve ırkçılık gibi sakim düşüncelerin revaç bulması ve koyu bir dinî cehâletin yaşanmasına  sebeb olmuştur. Bugün kadın hakları safsatası ile kadınlar bir meta’ ve şehvetlerin tatmin aracı hâline getirilerek kadınlık özellikleri kaybolmuş, insan hakları ise her türlü din dışı, ahlâk dışı kötülüklerin yapılabileceği şeklinde anlaşılıp anlatılmış, içki, kumar, fuhuş, fâiz bizzat devlet eliyle yapılmaya başlanmış, diğer taraftan ise İslâmî düşünce ve yaşantı yasaklanarak suç sayılmış ve İslâm, hayattan tamamen tecrid edilmeye  çalışılmıştır. Basın yayın ve tv. yolu ile yapılan din, ahlâk, örf ve âdet dışı yayınların tahribatı da korkunç boyutlara ulaşmıştır.

İlkokuldan üniversiteye kadar yapılan eğitim ve öğretim ise başlı başına bir felâkettir. Yavrularımız dinî duygulardan mahrum ve hattâ dine karşı yetiştirilmekte, gençlerimize şahsiyet kazandıracak yerde, kendine güveni olmayan, tarihine düşman, müslümanlığından habersiz ve batının kokuşmuş maddeci düzenlerine heveskâr bir mukallid olarak yetiştirilmektedir.  Bütün bunlar İslâm milletinin üzerinde kara bulutlar hâlinde dolaşan, belâ ve musibetler yağdıran korkunç fitnelerdir.

İşte bu fitneler karanlık gecelerin zifiri karanlıklarına benzemekte ve böyle gecelerde nasıl ki şekiller ve renkler birbirlerinden  farkedilemez ise, fitnelerin karmaşası içerisinde kişiler, iman ile küfür, hak ile batıl, iyi ile kötü sınırlarını farkedemeyerek bazen iman sınırına bazen küfür sınırına girip çıkacaklardır. Allahümmahfaznâ.

Zamanımızda,

- Şeriatı bir tehlike olarak görenleri,

- Nice haramları helâl ve helâlleri haram kabul edenleri,

- İslâm’ın yasak ettiği birçok hukukî, ticarî  muameleleri helâl sayanları,

- Çok az bir çıkar, bir makam karşılığında inancından olanları,

- İslâm dışı tağutî düzenleri putlaştıranları ibretle düşünün ve artık insanlar nasıl, müslüman olarak sabahlayıp, kâfir olarak akşamlıyor veya müslüman olarak akşamlayıp kâfir olarak sabahlıyor ve dinini az bir dünya metaına karşılık nasıl satıyor anlayınız.

Fitnelerin bu derece yaygınlaştığı ve korkunçlaştığı bir zamanda; dinimizi, nefsimizi, neslimizi muhafaza edebilmek için de Kur'an ve Sünnet ölçüsünde hareket eden bir İslâm cemaatına dahil olup sebat etmek şarttır. Aksi takdirde bu fitnelerin içinde farkında olmadan her şeyimizi kaybedebiliriz.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem «Ümmetimden daima Allahın emrini yerine getirmekte sabit, kendilerini yalanlayanların ve muhâliflerinin zarar veremiyeceği bir ümmet varolmakta devam edecektir. Ta Allah'ın emri gelinceye (kıyamet kopuncaya) kadar, onlar hep bu doğru yol üzerinde sabit kalacaklardır.» buyurmaktadır. (Buharî)

 

 

 

www.cileweb.net