BÜYÜĞE SAYGI KÜÇÜĞE SEVGİ
29- Enes bin Mâlik
radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu
rivayet etti: - Kim küçüklerimize merhamet etmez,
büyüklerimize tazim etmezse bizden değildir.
İZAHI: İlim ve yaşça büyük, takva ve ahlâkça üstün olanlara tazim etmek,
küçük çocuklara merhamet etmek, onlara yardımcı olmak, İslâm ahlâk ve
adabındandır. Rasûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem oturduğu meclislerde ilim ehline ve kavmin büyüğüne en yakınında yer
gösterir ve "İnsanlara mevkilerine göre muamele ediniz» (Ebu Davud)
buyururlardı. Hatta namazda ilim ve hilm ehlinin en yakınına durmalarını
isterlerdi. "Safları düz tutun, eğri-büğrü yapmayınız. Sonra kâlbleriniz
(deki maksat ve düşünceler) muhtelif olur. İçinizden hilm ve akıl sahibi olgun
kimseler bana yakın dursun, daha sonra bunlara yakın olanlar daha sonra bunlara
yakın bulunanlar dursunlar» (Müslim) buyururlardı. Yaşlı, hasta kadın ve
erkekleri ziyaret eder, onların hâl ve hatırlarını sorar, ihtiyaçlarını
giderirlerdi. Süt annesi Halime, Hz. Ali kerremallahu vechehunun annesi Fatıma,
Ümmü Eymen, Ensar ve Muhacirînin büyüklerini ziyaret etmek adetlerindendi. Bu
husustaki buyruklarından bir kısmı şöyledir: «Ak saçlı müslümana, haddi
tecavüz etmeyen ve içindeki hükümlerle amel etmekten uzaklaşmayan Kur'an
hafızına ve adil hükümdara ikram yüce Allah'ı tazimdir.» (Ebu Davud) «Bir genç yaşlılığından
dolayı bir ihtiyara ikram ederse, Allah da o gence, ihtiyarın yaşına
geldiğinde, kendine ikram edecek bir kimse takdir eder.» (Tirmizi) Rasûlullah sallallahu aleyhi
ve sellemin çocuklara karşı sonsuz bir şefkat ve merhameti vardı. Karşılaştığı
zaman onlara selam verir, başlarını okşar, bilhassa kimsesiz yetim çocuklara,
zayıf müslümanlara ayrı bir ilgi ve itina gösterirler, onları şefkat ve
muhabbetle kucaklar, eğitim ve öğretimleri ile ilgilenir, küçük yaştan itibaren
iyi bir müslüman olmaları için gerekeni yaparlardı. Ebu Hafs Ömer şöyle rivayet
etmiştir: «Ben Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellemin himayesinde bir çocuk idim. Elim çanağın etrafında
dolaşıyordu. Bunun üzerine Rasûlullah bana şöyle hitap etti: "Ey çocuk!
Besmele çek. Sağ elinle ve önünden ye" buyurdu. Bu tenbihten sonra, bu
tarzda yiyişim devam etti.» (Buharî-Müslim) Anne, baba ve hoca, büyükler
arasında tazimde evveliyeti olan kişilerdir. Anne ve baba, sebeb-i hayatımız;
hoca da, sebeb-i ilim ve irfanımızdır. Onlara tazim ve itaat etmek, onların
emir ve tavsiyelerine uymak, onları incitecek söz ve davranışlardan sakınmak
bir vecibedir. Mevzûmuz olan hadis-i şerifte
geçen "bizden değildir" ifadesinden maksat; bizim yolumuzda, bizim
sünnetimiz üzere değildir demektir.
|