36- Ebu Hureyre radıyallahu
anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etti: - Hilâli görün oruç tutun, hilâli görün
iftar edin. Eğer hava bulutlu olursa Şaban ayını otuz güne tamamlayın.
İZAHI: Ramazan ayında oruç tutmak her mükellef müslümana farz-ı ayındır. Bu
farzı inkar etmek alay ve eğlenceye almak ise küfürdür. "Ey iman edenler! Oruç
sizden önceki ümmetlere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de yazıldı. Umulur ki
korunursunuz." (Bakara: 183) "Sana yeni doğan ayları sorarlar de ki,
o, insanlar ve hac için vakit
ölçüleridir." (Bakara: 188) Farz olan oruç Ramazan ayında
tutulacağına göre, Ramazan ayının başlangıcını tespit etmek ve ona göre
oruç tutmak da dinî bir vecibedir. Oruç için Ramazan ayının
başlangıcını, bayram için de Şevval ayının başlangıcını nasıl tespit edeceğimiz
hususunda vârid olan ayet ve hadis-i şerifler şöyledir: "Sizden her kim hilâli
(Ramazan ayının ilk hilâlini) görürse oruç tutsun." (Bakara: 185) "Yılların sayısını ve
hesabı bilmeniz için ona (aya bir takım) menziller takdir eden O'dur."
(Yunus: 5) "Biz ümmî bir cemaatız.
Yazı yazmayız ve hesap da yapmayız. (Bize lâzım olan ) ay (kâh) şöyledir, (kâh)
böyledir. (Ravi diyor ki) Rasûlullah bununla bir defa ay yirmi dokuz bir kere
de otuzdur, demek istedi" (Buharî-Müslim) "Hilâli görmedikçe oruç
tutmayın. Onu görmedikçe bayram da yapmayın. Eğer hava bulutlu olursa takdir
ediniz." (Buharî-Müslim) Ayet-i kerime ve hadis-i
şeriflerden anlaşılacağı gibi ay, şeriatta bir zaman ölçüsüdür. Ve Allah Teâlâ
ibadetlerimizi vakit ölçüsü olarak tayin olunan aylara göre tanzim etmemizi
istemektedir. Bu durumda kula düşen Allah
ve Rasûlüne tâbi olmaktır. Zaten bizden istenilen husus, ibadetlerimizi Allah
ve Rasûlünün emirlerine uygun bir şekilde yapmamızdır. Öyleyse Ramazan orucunu
tutmak hususunda bize düşen de hilâli görüp oruç tutmak ve yine hilâli görüp bayram
etmektir. Şayet hava bulutlu olursa Şaban ayını otuza tamamlamaktır. Şevval
hilâlini gözetlerken yine hava bulutlu olur, hilâl görülemezse Ramazan ayı da
otuza tamamlanır. Ramazanın sübûtunun, ya
hilâlin görülmesi veya hava bulutlu olur da hilâl görülemezse Şaban ayının
otuza tamamlanması ile olacağına dair icmâ vâkî olmuştur.
Müteahhirinulemâsından 8. hicri asırda yaşıyan ve Şâfiî mezhebinden olan İmam
Subki gibi bazı zevat hesap ile de oruç tutabileceğine kail olmuşlarsa da, bu
gibi görüşlere ulemâ tarafından iltifat olunmamıştır. Kaldı ki: "Nas vârid
olan hususta ictihada yol yoktur." Mecelle kaidesince, icmâya muhâlif olan
bir görüşe itibar olunmayacağı kesindir. Kaldı ki hesap ile oruç tutulabileceği
görüşünde olanlar dahi hesap yapan kişilerin adil olmasını şart koşmaktadırlar.
Zamanımızda bu hesabı yapanlar rasatcıdırlar. Adil olmanın en aşağı mertebesi
ise: "Müslüman, âkil-bâliğ, şartlarını haiz olmakla beraber hasenatı,
seyyiatına galip olandır." Acaba zamanımızda bu şartlara haiz bir rasatçı
var mıdır? Çoğu kez bu bilgilerin gayr-i müslim mercilerden öğrenildiğini de
hesaba katarsanız, rasathanelerin belirlediği Ramazan ve bayram hilâline ne
dereceye kadar itibar olunabilir? Diğer bir husus da şudur: Her
ne kadar hesaplar kesin ise de, bu hesapları yapan kişiler her zaman hata
yapabilirler. Bundan dolayı takvimler arasında farklılıklar görülmektedir.
Şeriat ise, orucu hiçbir zaman değişmeyen ve herkes tarafından anlaşılabilen
hilâlin görülmesine bağlamıştır. Hanefî fukahasına göre
dünyanın her hangi bir yerinde hilâl görülse, diğer müslümanların da oruç
tutması farzdır. Şevval hilâlini görmek de böyledir. Bir belde halkı, hilâli
gözetlemeyi toptan terk etseler günahkâr
olurlar. O bakımdan her beldede bir grup insan hilâli gözetlemeli ve böylece emr-i
peygamberiye ittiba ederek kaybolmuş bir sünneti ihyâ etmelidirler. Hilâli gören kimse üç kere
tekbir ve tehlil getirdikten sonra üç kere de: "Ey hayır ve rüşd
hilâli! Seni yaratan Allah Teâlâ'ya iman ettim." dedikten sonra, şu duayı
okumalıdır: "Şu ayı (Şabanı)
götürüp, bu ayı (Ramazanı) getiren yüce
Allah'a hamdolsun. Allahım! Bu ayı bizlere emniyetli, imanli, selâmetli ve
selâmlı kıl!"
|