AMELLERİN EN SEVİMLİSİ
8- Aişe radıyallahu anhadan
rivayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - Allah Teâlâ’ya amellerin en sevimlisi
az da olsa devamlı olanıdır.
İZAHI:Hadis-i şerif ibadet ve hayırlı amellere devam etmeyi teşvik
etmektedir. Devamlı yapılan az bir ibadet, çok yapılan fakat sık sık terkedilen
ibadet ve amelden Allah indinde daha hayırlıdır. Çünkü az da olsa devamlı
yapılan ibadet ve amellerde kararlılık, azim ve o amelin faziletine dair kâlbte
itminan hasıl olmuştur. Kalbin tatmin olduğu, istenerek şevkle muhabbetle
yapılan ibadetler ise Allah indinde daha makbuldür. Allah Teâlâ «Taate devam
eden erkekleri ve taate devam eden kadınları» (Ahzab: 35) mağfiret ve büyük
mükafatla müjdelemiştir. Çok, fakat devamlı yapılmayan, sık sık terkedilen
ibadet ve ameller kâlbte itminan meydana getirmez, niyetteki ihlası zedeler,
ibadet ve taatlerde gevşeklik ve tembellik iras eder. İstikrarı bozar. Netice
olarak bu hâl müslümanın bütün işlerine sirayet edebilir ve böylece
güvenilirliğini kaybedebilir. Müslüman istikrarlı insandır. Bir şeye karar
verdi mi, onu asla tereddüte düşmeden ve gevşemeden yerine getirir. «.. Artık kararını verdiğin
zaman da Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah mütevekkil olanları sever.» (Al-i
İmran: 159) Selef-i sâlihin başladıkları
ibadet ve hayırlı amelleri asla terketmezlerdi. Nitekim Kasım bin Muhammed:
«Hz. Aişe radıyallahu anha bir ameli
işlediği vakit ona devam ederdi» demiştir. Alkame radıyallahu anh Ümmü’l
mü'minin Hz. Aişe radıyallahu anhaya, «Ey mü'minlerin annesi! Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellemin ibadet işi nasıldı? Günlerden birine tahsis
ettiği bir şey olur muydu? diye soruyor. Hz. Aişe radıyallahu anha: «Hayır onun
ameli devamlıydı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lemin kadir olduğu şeye
sizin hanginiz takat getirebilir ki.» diye cevap vermiştir: Müslümanlar güç yetirebilecekleri
işleri yapmalı ve bu amellerine de sekte vermeden devam etmelidir. Hz.Aişe
radıyallahu anhanın rivayetine göre: «Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lemin
bir hasırı vardı. O'nu geceleyin kendine hücre yapar da içinde namaz kılardı.
Gündüzün ise yere yayardı. Derken cemaat de onun namazına uymaya başladılar ve
bir gece toplandılar. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem: - Ey cemaat! Siz gücünüzün
yeteceği işlere bakın» (Müslim) buyurdular. «Allah her şahsa ancak gücü
yettiği kadar sorumluluk yükler.» (Bakara: 286) Abdullah bin Amr radıyallahu
anh, çok zahid, çok abid bir zattı. Gecesi gündüzü ibadet ve taatle geçer,
Allah'a kulluk yolunda bütün gücünü sarfederdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem O'na ibadetlerde iktisadı yani orta yollu hareket etmesini tavsiye etmiş
ve ona bu hususta ruhsat vermişti. Fakat Abdullah bin Amr, bu ruhsatı
kullanmadığı için, ihtiyarlayıp güçten düştüğü ahir ömründe pişmanlık
duymuştur. Demek oluyor ki müslümanlar
güçlerinin yettiği amelleri yapacaklar ve fakat asla tekasül göstermeden,
gevşetmeden devamlı olarak yapacaklardır. Allah yolunda bütün güç ve
kuvvetlerini ve her türlü imkanlarını seferber edeceklerdir. Çünkü az ve
devamlı yapılan ibadet ve amel, bu devamlılık sayesinde, devamlı yapılmayan,
sık sık terkedilen çok ameli kat kat geçer. Bugünün müslümanları olarak takat
getiremiyeceğimiz amellerin ve işlerin hayali ve lafı ile meşgul olacağımıza,
gücümüzün yettiklerini devamlı yapmış olsaydık, özlediğimiz nizama çoktan
kavuşabilirdik. "Erkek olsun, kadın
olsun her kim mü'min olarak iyi işler yaparsa işte onlar cennete girerler ve
zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar" (Nisa:124) «Servet ve oğullar dünya
hayatının süsüdür. Ölümsüz olan iyi işler ise, Rabb’ının nezdinde hem hesapça
daha hayırlı hem de ümit etmeye daha layıktır.» (Kehf: 46) |