TAKDİM

 

 

 

 

 

 

“O hevasından konuşmaz.O (nun konuşması kendisine) vahyedilenden başkası değildir."

(Necm Sûresi/ 3-4)

 

 

 

 

Allah Teâlâ, ahir zaman nebisi Hz. Muhammed (sav)'i, en mükemmel sûret ve sîrette yaratmış ve onu âlemlere rahmet olarak göndermiştir. O’nu tanımak ve sevmek, sünnetine ittiba edip ahlâkı ile ahlâklanmak her müslüman için bir vecibedir. O insanların en doğru  sözlüsü, en yumuşak huylusu, en cömert ve mütevâzı olanı idi. Ve onun ahlâkı Kur'an ahlâkı idi. O şahsı için hiç kin tutmaz. Bir şeye kızarsa, o şey Şeriat'a aykırı olduğu için kızar, bir şeyi beğenirse, o şey Şeriat'e uygun olduğu için beğenirdi. Kimsenin gönlünü kırmaz, hiç kimseyi hor görmez, kimse ile çekişmez, bağırıp çağırmaz, kimseye kötü söz söylemez ve hiç kimsenin ayıp ve kusurlarını araştırmazdı. Fakirlere, kölelere, yetim, dul ve kimsesizlere her hususta yardımcı olur, onları görüp gözetirdi. Komşularına iyilik yapar, akraba hak ve hukukuna riayet ederdi. Hülâsa o, en üstün bir ahlâk üzere yaratılmış ve en güzel ahlâkı tamamlamak üzere ba's olunmuştur. Onun pâk ve nezih hayatı yaşanılan Kur'an'dı. Onun fiil, kavl ve takrirleri ise, Kur'an'ın en berrak ve en sağlam tefsiridir. Onun yaşantısını ve sünnetini tanımadan, Kur'an'ı gerçek manâda tanımak mümkün değildir. Onun yaşantısı ve sünnetini tanımak hususunda ashabın büyük hizmetleri olmuştur. Çünkü onlar Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in fem'i saadetlerinden sâdır olan sözleri, fiil ve takrirleri en ince teferruatına kadar zabtedip rivayet etmişlerdir.

Daha sonra Halife Ömer ibni Abdulaziz'in emri ile hadislerin toplatılıp yazılmasına başlanılmış, böylece Kur'an-ı Kerim'den sonra, İslâm'ın ikinci kaynağı olan hadis-i şerifler kitaplara dercedilmiştir. Ulemânın bu hususta gösterdiği şevk, gayret ve fedâkârlık dillere destan olmuştur. Kütüb-ü Sitte olarak bilinen, Buharî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Neseî ve İbn-i Mace ile İmam Malik'in el-Muvatta, İmam Ahmet bin Hanbel'in el-Müsned adlı hadis mecmuaları en meşhur hadis kitaplarıdır. Bunlar içinde, Kur'an'dan sonra en sahih kitabın Sahih-i Buharî ile Müslim olduğunda ulemânın ittifakı vardır.

Rasûl-ü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, sünnetin ihyası ve hadislerin hıfz ve rivayeti hususunda ümmetini teşvik etmiş ve onları şefaat, cennet ve şehidlik sevabı ile müjdelemiştir.

"Benden bir şey işitip, onu işittiği şekilde tebliğ eden kişiye Allah iyilikler ihsan etsin. Nice tebliğ olunan kişiler var ki onu ilk işitenden daha iyi hıfzedip daha iyi anlar." (Tirmizi)

"Her kim kırk hadisi şerifi hıfz eder ve ümmetime nakle-derse kıyamet günü ben ona şefaatçı ve şahid olurum." (İmam Nevevi)

"Her kim kırk hadisi hıfz eder ve ümmetime naklederse ona "cennete dilediğin kapıdan gir" denilir."(İmam Nevevi)

"Her kim kırk hadisi hıfz eder ve ümmetime naklederse âlimler zümresinde yazılır ve şehidler zümresinde haşro-lunur." (İmam Nevevi)

Hadis-i şeriflerden de anlaşılacağı gibi kırk hadis-i şerif'i ezberleyip mucibince amel etmek ve diğer müslümanlara nakletmek büyük bir fazilete, tebşir-i Muhammediye'ye mazhariyettir.

O bakımdan her müslüman bu hadis-i şerifleri ezberleyip din kardeşlerine nakletmeli ve bu hususta elinden gelen gayreti göstermelidir.

 

Önemli Bir Hatırlatma

Ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerden hüküm çıkarmak ve ictihad etmek müctehid ulemâya mahsus bir iştir. Diğer müslümanların yapması gereken de, ahlâk, fazilet, nasihat ve hayırlı iş ve hizmetlere teşvik ile ilgili hadisleri öğrenip mucibince amel etmek ve müctehid imamlara tâbi olmaktır. Ahkam ile ilgili hadisi şerifleri ise, okuyup öğrenmekle beraber, onlardan kendimize göre hükümler çıkarmak gibi tehlikeli bir işe asla tevessül etmemeli-yiz. Maalesef zamanımızda bazı kişiler, hiç de ehil  olmadıkları hâlde, ayet ve hadislerin meallerine bakarak hüküm vermek, ictihad etmek gibi çok yanlış bir iş yapmakta, hem kendilerini hem de etrafındakileri tehlikeye atmaktadırlar.

Müslümanlar olarak, ehl-i sünnet ve’l cemaat imamlarının gösterdikleri NEBEVİ YOLDAN asla tâviz vermeden sünnet-i seniyyeye uygun bir yaşantı için bütün imkânlarımızı seferber etmeliyiz.

Allah Teâlâ bizleri ilim, amel-i sâlih, tebliğ ve cihadla müzeyyen, ihlâs ile müheyya eylesin. Kur'an ve sünneti anlama, idrak ve şuuruna erdirsin. Amin.

İlk baskısı 1990, ikinci baskısı 1993, üçüncü baskısı 1995 yılında yapılan bu kitabın  2000 yılında da bazı düzeltmeler, küçük çapta ilaveler ve yeni bir dizayn ile dördüncü baskısı yapılmıştır.

Tevfik ve muvaffakiyet Allah Teâlâ’dandır.

 

 13 Şevval 1420

20 Ocak 2000

Zeki SOYAK

 

 

 

 

www.cileweb.net